Bu sabah okula geldiğimde içim heyecan doluydu çünkü öğretmenlerimiz bizi Misi köyüne götürecekti. Orada neler göreceğimi çok merak ediyordum. Hemen kahvaltımızı yapıp servislerimize bindik ve yolculuğumuz başladı. Öğretmenimiz sıra olmamız gerektiğini ve birbirimizi takip etmemizin önemli olduğundan bir kere daha bahsetti. Veeeee köye geldik. Hemen kemerlerimizi açıp servisten indik ve sıramızı olduk çünkü gezmek istiyorduk. Köyde yaşayan insanlar bize hoş geldiniz dediler biz de onlara hoş bulduk dedik, çok güler yüzlü ve iyi kalpli insanlardı. Köydeki gezimiz başlamıştı. Öğretmenimiz köydeki evlerin 1 veya 2 katlı olduklarından bahsetti evet doğru söylüyordu etrafta hiç yüksek apartmanlar yoktu... Biliyor musunuz? Oradaki evler talaş saman ve çamurdan yapılıyormuş acaba biz de yapsak öyle sağlam olur mu? Misi köyünde en çok üzüm olurmuş, asmaları ve dallarından sarkan üzümleri gördük. Köyde tavuk, kaz ve horoz besleyen evler vardı, hayvanlar bizi gördüklerinde kafeslerinden bize doğru yaklaştı, sanırım bizim onları sevdiğimizi anladılar. Gezerken çıkmaz sokağa geldik ve sokağın sonunda bir amca ile teyze küçük kamyondan üzüm sandıklarını indiriyordu, merak ettik ve ne yapacaklarını sorduk. Topladıkları siyah üzümler ile pekmez yapacaklarmış. Tadına bakmamız için bize izin verdiler öğretmenimiz bizim için bir dal üzüm alıp bize paylaştırdı. Üzümler çooookk lezzetliydi. Misi köyü dağın eteğindeymiş ve etrafı yemyeşil ağaçlar ile çevriliymiş. Öğretmenimiz bol oksijen aldığımızı ciğerlerimizin ve vücudumuzun çok mutlu olduğunu söyledi. Bahçeli bir evin yanından geçiyorduk ki teyze bahçede bir şey kaynatıyordu ona kolay gelsin dedikten sonra ne yaptığını sorduk kızılcık tatlısı yaptığını söyledi. O sırada öğretmenimiz teyzeye süt var mı diye sordu. Acaba öğretmenimiz sütü ne yapacak diye düşünürken öğretmenimiz inekten sağılmış taze süt ile kendi yoğurdumuzu yapacağımızı söyledi çok şaşırdık yoğurt mu yapacaktık? Anneciğim ve babacığım Misi köyünde çoookkk uzun bayırlar vardı ne kadar yorulsak da acaba daha neler görebiliriz diye merak edip tüm bayırları çıktık ama en eğlencelisi bayırdan aşağıya inmekti. Gezimiz artık bitmek üzereydi çok yorulmuştuk ama okula da gitmek istemiyorduk. Birden öğretmenlerimizin çay bahçesinde dinlenelim mi sorusunu duyduk ve hep birlikte eveeeetttt diye bağırdık. Çünkü çay bahçesi derenin kenarında ağaçların arasında bir yerdi, orayı merak ediyorduk. Ve ilk defa siz büyükler gibi arkadaşlarımızla bir yerde oturup dinlenecektik. Bazı arkadaşlarımız dondurma bazı arkadaşlarımız fanta istedi ama öğretmenlerimiz onların bize zararları olabileceğini anlatıp birkaç tane gözleme söyleyip paylaşarak tadına bakabileceğimizi söyledi. Gözlemelerimizi beklerken dereye taş attık, yerden yaprak topladık, arkadaşlarımız ile sohbet ettik, çok eğlendik. Arkadaşımız Beren bize 3 küçük domuzcuk ve kurt hikâyesini anlattı, biz de kötü kalpli kurdun taklidini yaptık. Sonunda gözlemelerimiz de geldi, ağabeyler bizim için küçük parçalara ayırmıştı, peçete ile tutup afiyetle yedik. Artık okula dönme vakti gelmişti çay bahçesinde çalışan ağabeylere teşekkür ettik ve servisimize binip kemerlerimizi taktık. Şoför amca hareket ettiğinde öğretmenimiz bizi beklediği için ona teşekkür etmemizi söyledi, evet doğru, şoför amca bizi çok beklemişti. Arkadaşlarımızla çok eğlenceli çok güzel bir gezi geçirmenin vermiş olduğu mutluluk ile okulumuza dönüyorduk. Size ve öğretmenlerime çok teşekkür ediyorum, ben çok şanslı bir çocuğum.