Minik Arkeologlar
3 Mart Beşevler anaokulumuzun iki yıldır Kent müzesi ile birlikte keyifle yürüttüğü "Evvel zaman içinde Bursa'nın izinde" adlı müzede drama kapsamında projesine bu yıl, Bursa Aktopraklık Höyük Arkeopark, Açıkhava Müzesinde, kazı çalışması ile başladık. Bu çalışmayı başta Sanat Tarihçi Dilek KARAKAŞ, Arkeolog Mehmet ÖNEL, Arkeolog Ebru DUMLUPINAR ,Süreyya BULUŞ ve sevgili öğretmenlerimizin büyük özveri, farklı olma ve çocuğu merkeze alma istek ve arzuları sayesinde sağlıkla devam ettirmekteyiz.
Bu projenin amacı; Çağdaş eğitim anlayışına göre öğretmenler; hem konu alanı ve alan eğitimine ilişkin hem de öğrenme-öğretme sürecine ilişkin yeterliklerini geliştirmek durumundadırlar. Yetişme düzeyi, kendini geliştirme ve birikim; öğretmenlerin güncel, kültürel ve evrensel konularda bilgi sahibi, yeni yöntem ve tekniklerden haberdar olmalarını gerektirmektedir. Bu yöntemlerden biri de yaratıcı dramadır.
Eğitimde çeşitli yöntemlerin kullanılmasına ilişkin olarak yapılan çalışmalar, çocuklarda gizli olan enerjinin ortaya çıkarılması için en uygun yöntemlerden birinin yaratıcı drama olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu yöntemin kullanılmasının insanın kendisini daha iyi tanımasını ve yaşayarak öğrenmesini sağladığı yapılan çalışmalarda ortaya çıkmıştır. Bireysel farklılıkları, birikimleri ve gelişme düzeyleri ne olursa olsun, öğrencilerin fen ve teknoloji ya da bilimsel okuryazar olarak yetişmesi yaratıcı drama yöntemiyle gerçekleştirilebilir. Yaratıcı drama yönteminin ve Drama atölyeleri sırasında yapılan grup çalışmaları çocukların sosyal gelişimini sağlar ve iletişim becerisini geliştirir. Soyut pek çok kavram ve kitaplarda yer alan bilgiler, drama yönteminde kullanılan oyunlar ile daha zevkli, kolay bir öğrenme ortamı ve bilginin kalıcılığını sağlar. Ayrıca Bentley ve Watts gibi uzmanlar, yaratıcı drama kullanımının, sözlü iletişimi arttırdığını ve öğrencilerin deneyimlerini dünyaya anlatmalarını sağladığını belirtmişlerdir. Kendisini, çevresini keşfeden ve bu keşiften mutlu olan çocuk da, öğrenme merakı kazandırılır. Bu ve buna benzer pek çok kazanımdan dolayı başladığımız projemizin ilk haftası bizlere çok renkli kareler bıraktı.
Çocuklarımız, 19-20 Kasım 2015, iki grup halinde; Milattan önce 6000 yılında tarihlenen ve Bursa'nın ilk yerleşim yerlerinden biri olan Akçalar Aktopraklık höyüğünde gezi ve kazı çalışması yaptılar. Gezide, günümüzden 8000 yıl önce yaşamış insanların hayatları, yaşadıkları evleri, yaşam standartları, giyim tarzları, nelerle beslendikleri, gibi konular hakkında bilgi edindiler ve görselleri incelediler. Çocuklar, höyükte yapılan kazı çalışmalarını inceledikten sonra kendileri için hazırlanmış sanal kazı alanında, iş bölümü yaparak; arkeologlar, fotoğrafçılar ve jaloncular (jalon,arazide kullanılan bir ölçme aleti; jaloncu, jalonu kullanan kişi) olarak görev aldılar. Çocuklarımızdan oluşan arkeologlar, üç gruba ayrılarak, kazı alanında kürekler, fırçalar, çapalar, kazmalarla kazı yaptılar ve önceden yerleştirilen parçaları ve kalıntıları bulmak için kolları sıvadılar. Jaloncu çağrılarak, bulunan parçaların ölçümlerini yapması istendi, fotoğrafçı ölçülen parçaların fotoğraflarını çekti. Parçalar çocuklar tarafından yıkanarak, kurutulup poşetlere konuldu. Parça, hangi kazı alanında bulunduysa etiketleri yapıştırıldı ve kazı evine bırakıldı. Kazı işlemimiz bittikten sonra, parçaları birleştirme ve yapıştırma işlemi yapmak için kazı evine geçildi. Orijinal parça ortaya çıktıktan sonra, raporlama için, buldukları kalıntıların resimlerini bizleri şaşırtacak şekilde orijinaline benzer çizdiler. Son olarak Arkeopark da gördükleri her hangi bir şeyi bedenleriyle anlatmaya çalışıp, göstermeleri ve seçtikleri eşyanın sesinden ne olduklarını anlatmaları da programın sonunda hepimizi çok eğlendirdi.
Çocuklarımız çok büyük bir keyifle, birer arkeolog olarak, arkeolojik bir çalışma yapmışlardı. Onların gülen gözleri belki de hayatları boyunca unutamayacakları bir tecrübeye sahip olduklarını anlatıyordu.